Vergi mahkemesi; idarenin vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezalarına ilişkin iptal ve tam yargı davalarına bakmakla görevli idari mahkemedir (İdari Yargılama Usulü Kanunu m.1). Vergi mahkemesi, görev alanı kanunda sınırlı bir şekilde sayılan özel bir ilk derece mahkemesidir. İdare mahkemesi, genel görevli mahkeme olduğundan kanunla açıkça yetki verilmediği müddetçe vergi mahkemelerinin idari davalara bakma görevi yoktur.
Vergi mahkemeleri, 2576 sayılı kanun ile kurulmuştur. Vergi mahkemelerinin yargı çevresinin belirlenmesi veya değiştirilmesine HSK tarafından karar verilir (2576 sayılı Kanun m.2/2).
İstinaf ve temyiz kanun yolu incelemesi de dahil olmak üzere idari davalara bakma görevi şu mahkemelere aittir:
İdare mahkemesi (İlk derece mahkemesi),
Vergi mahkemesi (İlk derece mahkemesi),
Bölge idare mahkemesi (İstinaf mahkemesi),
Danıştay (Temyiz mahkemesi ve bazı idari davalar için ilk derece mahkemesi).
Vergi mahkemeleri, idari yargı alanında görev yapan özel mahkeme niteliğinde olduğundan görevleri kanun yoluyla açıkça belirlenmiştir. Vergi mahkemelerinin bakmakla görevli olduğu davalar şu şekildedir (2576 sayılı Kanun m.6):
Genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davalar, (Örneğin, özel usulsüzlük cezası veya vergi ziya cezası kesilen mükelleflerin açtığı iptal davaları vergi mahkemesinde görülür.)
Yukarıdaki konularda 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasına ilişkin davaları,
Diğer kanunlarla vergi mahkemesine verilen işler.
Tarifelere ilişkin davalar dışında bir idari uyuşmazlığın vergi mahkemesinde görülebilmesi için şu iki şartın bir arada bulunması gerekir:
İdari davanın konusu, vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlerle bunların zam ve cezalarına ilişkin olmalıdır.
Bu mali yükümler, Genel Bütçeye, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere ait olmalı; yani, bu bütçe ve idarelerin giderlerinin karşılığı niteliğinde bulunmalıdır.
Bir idari uyuşmazlığa vergi mahkemesinin görevli mahkeme olarak bakabilmesi için yukarıdaki her iki koşulun bir arada bulunması gerekir. Aksi takdirde; idari uyuşmazlığa bakma görevi, genel görevli mahkeme olan idare mahkemesidir.
Özellikle belitelim ki vergi dairelerinin vergi hukuku alanında tesis ettikleri, uygulanabilir nitelikte, ilgililerin menfaatini doğrudan etkileyen ve onların hak ve yükümlülüklerinde değişiklik veya yenilik yaratan irade açıklamaları, verginin tarhı, tahakkuku ve tahsiline ilişkin işlemlerinin tamamı idari yargının denetimine tabidir. Yargı denetimini yapma görevi ise vergi mahkemelerine aittir.
Genel olarak vergi mahkemesinin bakmakla görevli olduğu davalar iptal davası ve tam yargı davası olmak üzere iki çeşittir.
Vergi Mahkemesinin Görevsizlik ve Yetkisizlik Kararı Vermesi Durumunda Ne Olur?
Vergi mahkemeleri, “idari yargının görev alanına” giren bir davada görevsizlik veya yetkisizlik sebebiyle davanın reddine karar verirlerse dosyayı Danıştaya veya görevli ve yetkili idare veya vergi mahkemesine gönderirler (İYUK m.43).
Görevsizlik veya yetkisizlik sebebiyle dosyanın gönderildiği mahkeme kendisini görevsiz veya yetkisiz gördüğü takdirde, söz konusu mahkeme ile ilk görevsizlik veya yetkisizlik kararını veren mahkeme aynı bölge idare mahkemesinin yargı çevresinde ise, uyuşmazlık bölge idare mahkemesince, aksi halde Danıştayca çözümlenir.
Görevsizlik sebebiyle gönderilen dosyalarda Danıştay, davayı görevi içinde görmezse dosyanın yetkili ve görevli mahkemeye gönderilmesine karar verir.
Görev ve yetki uyuşmazlıklarında Danıştay ve bölge idare mahkemesince verilen kararlar ilgili mahkemelere bildirilir ve bu husus taraflara tebliğ olunur. Danıştay ve bölge idare mahkemesince görev ve yetki uyuşmazlıkları ile ilgili olarak verilen kararlar kesindir.
İdari yargının görev alanına giren bir davada görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi halinde görevli ve yetkili kılınan mahkemeye yeniden dava açılması halinde harç alınmaz.
Vergi Mahkemesinde Yürütmenin Durdurulması Kararı Neden ve Nasıl Verilir?
Vergi mahkemelerinde açılan idari işlemin iptali davasının en önemli unsuru tedbir mahiyetindeki yürütmenin durdurulması kararıdır. Yürütmenin durdurulması kararı, aleyhine iptal davası açılan işlemin idare tarafından davanın sonuçlanması beklenmeden uygulanması halinde kişilerin zarara uğramasını engellemek amacıyla verilen geçici nitelikte bir karardır.
Vergi mahkemelerinde, vergi uyuşmazlıklarından doğan davaların açılması, tarh edilen vergi, resim ve harçlar ile benzeri malî yükümlerin ve bunların zam ve cezalarının dava konusu edilen bölümünün tahsil işlemlerini durdurur. Ancak, İYUK 26. maddenin 3. fıkrasına göre işlemden kaldırılan vergi davası dosyalarında tahsil işlemi devam eder. Bu şekilde işlemden kaldırılan dosyanın yeniden işleme konulması ile ihtirazı kayıtla verilen beyannameler üzerine yapılan işlemlerle tahsilat işlemlerinden dolayı açılan davalar, tahsil işlemini durdurmaz. Bunlar hakkında yürütmenin durdurulması istenebilir.(İYUK m.27/4).
Vergi mahkemesinde dava açılması dava edilen diğer idari işlemlerin yürütülmesini durdurmaz (İYUK m.27). Yürütmenin durdurulması, davacı tarafından ayrıca talep edilmelidir. Yürütmenin durdurulması kararı verilen dava dosyaları öncelikle incelenir ve karara bağlanır. Yürütmenin durdurulması kararı verilebilmesi için kanunun aradığı şu iki şartın birlikte gerçekleşmesi gerekir (İdari Yargılama Usulü Kanunu m.27):
İdari işlemin uygulanması halinde giderilmesi güç veya olanaksız zararların doğması,
idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması.
Yukarıdaki iki şartın birlikte gerçekleşmesi halinde davalı idarenin savunması alındıktan veya savunma süresi geçtikten sonra, vergi mahkemesi tarafından gerekçe göstererek yürütmenin durdurulmasına karar verebilirler.
Uygulanmakla etkisi tükenecek olan idari işlemlerin yürütülmesi, savunma alındıktan sonra yeniden karar verilmek üzere, idarenin savunması alınmaksızın da durdurulabilir. Ancak, kamu görevlileri hakkında tesis edilen atama, naklen atama, görev ve unvan değişikliği, geçici veya sürekli görevlendirmelere ilişkin idari işlemler, uygulanmakla etkisi tükenecek olan idari işlemlerden sayılmaz. Yürütmenin durdurulması kararlarında idari işlemin hangi gerekçelerle hukuka açıkça aykırı olduğu ve işlemin uygulanması halinde doğacak telafisi güç veya imkânsız zararların neler olduğunun belirtilmesi zorunludur. Sadece ilgili kanun hükmünün iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurulduğu gerekçesiyle yürütmenin durdurulması kararı verilemez (İYUK m.27/2).
Dava dilekçesi ve eklerinden yürütmenin durdurulması isteminin yerinde olmadığı anlaşılırsa, davalı idarenin savunması alınmaksızın istem reddedilebilir (İYUK m.27/3). Yürütmenin durdurulması istemli davalarda 16. maddede yazılı süreler kısaltılabileceği gibi, tebliğin memur eliyle yapılmasına da karar verilebilir (İYUK m.27/5).
Yürütmenin Durdurulması veya Durdurulmasının Reddi Kararına İtiraz Yapılabilir mi?
Yürütmenin durdurulması istemleri hakkında verilen vergi mahkemesi kararlarına karşı; en yakın bölge idare mahkemesine kararın tebliğini izleyen günden itibaren yedi gün içinde bir defaya mahsus olmak üzere itiraz edilebilir. İtiraz edilen merciler dosyanın kendisine gelişinden itibaren yedi gün içinde karar vermek zorundadır. İtiraz üzerine verilen kararlar kesindir (İYUK m.27/7).
Aynı sebeplere dayanılarak ikinci kez yürütmenin durdurulması isteminde bulunulamaz (İYUK m.27/10).
Vergi Mahkemesi Kararlarına Karşı İstinaf Başvuru Koşulları Nelerdir?
Vergi mahkemesi kararlarına karşı istinaf kanun yoluna başvuru şartları 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre istinaf kanun yoluna başvuru koşulları şunlardır:
İvedi yargılama usulüne tabi olan davalarda istinaf yoluna başvurulamaz.
Vergi mahkemelerinin kararlarına karşı, başka kanunlarda “farklı bir kanun yolu öngörülmüş olsa” dahi, mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir. Ancak, konusu 23.160 TL’yi geçmeyen (2023 yılı için) tam yargı davaları ve idari işlemlere karşı açılan iptal davaları hakkında idare mahkemelerince verilen kararlar kesin olup, bunlara karşı istinaf yoluna başvurulamaz.
İstinaf, temyizin şekil ve usullerine tabidir. İstinaf başvurusuna konu olacak kararlara karşı yapılan kanun yolu başvurularında dilekçelerdeki hitap ve istekle bağlı kalınmaksızın dosyalar bölge idare mahkemesine gönderilir.
Bölge idare mahkemesi, yaptığı inceleme sonunda ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulursa istinaf başvurusunun reddine karar verir. Karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise gerekli düzeltmeyi yaparak aynı kararı verir.
Bölge idare mahkemesi, ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulmadığı takdirde istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verir. Bu hâlde bölge idare mahkemesi işin esası hakkında yeniden bir karar verir. İnceleme sırasında ihtiyaç duyulması hâlinde kararı veren mahkeme veya başka bir yer idare ya da vergi mahkemesi istinabe olunabilir. İstinabe olunan mahkeme gerekli işlemleri öncelikle ve ivedilikle yerine getirir.
Bölge idare mahkemesi, ilk inceleme üzerine verilen kararlara karşı yapılan istinaf başvurusunu haklı bulduğu, davaya görevsiz veya yetkisiz mahkeme yahut reddedilmiş veya yasaklanmış hâkim tarafından bakılmış olması hâllerinde, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vererek dosyayı ilgili mahkemeye gönderir. Bölge idare mahkemesinin bu fıkra uyarınca verilen kararları kesindir.
Bölge idare mahkemelerinin 46. maddeye göre temyize açık olmayan kararları kesindir. Kesin kararlar, dosyayla birlikte kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilir ve bu mahkemelerce yedi gün içinde tebliğe çıkarılır.
İstinaf başvurusuna konu edilen kararı veren ya da karara katılan hâkim, aynı davanın istinaf yoluyla bölge idare mahkemesince incelemesinde bulunamaz.
Vergi Mahkemelerinin Kararlarına Karşı Temyiz Başvurusu Koşulları Nelerdir?
İstinaf kanun yolundan sonra, bölge idare mahkemesinin bazı kararları aleyhine temyiz kanun yoluna başvurulabilir. Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin aşağıda sayılan davalar hakkında verdikleri kararlar, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde Danıştay’a temyiz edilebilir (İYUK m.46):
Düzenleyici işlemlere karşı açılan iptal davaları,
Konusu 685.730 TL’yi aşan (2023 yılı için) tam yargı davaları ve idari işlemler hakkında açılan davalar.
Comments