Vergi Hukukunda Mesleki Sorumluluk
Vergi incelemeleri sonucunda kimi zaman, serbest mali müşavir ya da yeminli mali müşavirlerin mükelleflerin vergi ziyaı cezalarından sorumlu tutuldukları, idari yaptırım ile karşı karşıya kaldıkları görülmektedir. Bu yazıda, söz konusu idari yaptırımların hukuki dayanaklarının neler olduğuna, başka bir ifade ile vergi hukukunda mesleki sorumluluğa göz atacağız.
Vergi Hukukunda Sorumluluk Kavramı
Bilindiği üzere her kanun kendi lafzını oluşturmaktadır. Her hukuk alanı, getirdiği gerek hak ve yükümlülükler gerek ise müeyyideler ile bir alan oluşturur ve bu alanda kendi sistematiğini belirler. Vergi hukuku da tıpkı diğer hukuk alanları gibi kendi sistematiğini ve dilini oluşturmuştur. Vergi hukukunu özellikli kılan husus ise bu sistematiği kurmakta oldukça başarılı olmasıdır. Nitekim 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nda vergi kanunları lafzı ve ruhu ile hüküm ifade edeceği düzenlenmiştir.
213 sayılı Kanun’da mükellef ve sorumlu kavramları tanımlanmıştır. Buna göre mükellef, vergi kanunlarına göre kendisine vergi borcu terettübeden gerçek veya tüzel kişi iken vergi sorumlusu, verginin ödenmesi bakımından, alacaklı vergi dairesine karşı muhatap olan kişi olarak düzenlenmiştir. Görüldüğü üzere, vergi mükellefi olmak başlı başına, verginin ödenmesinden sorumlu olmak anlamına gelmemektedir. Vergi sorumlusu, vergi borcu kendisine ait olmasa da bazı maddi ve şekli vergi ödevlerinden sorumlu tutulmuştur. Kanundaki bu ayrım, vergi sorumlusu sıfatının sınırlarının önemini ortaya koymaktadır.
Doktrinde “vergisel sorumluluk”, “vergi sorumluluğu”ndan farklı bir kavram olarak belirtilmiş olup her ne kadar pozitif vergi hukukumuzda böyle bir ayrım bulunmasa da öğretide, vergi mükellefi ve vergi sorumlusu kavramından ayrı olarak “üçüncü kişi ödevliler” tanımı yapılmıştır. Meslekleri nedenile sorumluluk atfedilen kimseler de bu üçüncü kişi ödevliler grubunda yer almaktadır.
Bu durumda mesleki sorumluluk nedir önce ona bakalım.
Mali Müşavirlerin Mesleki Sorumlulukları
Burada mesleki sorumluluk ile mali müşavirlerin meslekleri nedeniyle vergisel açıdan sorumlu tutulabilecekleri hususlar ifade edilmektedir. 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik Ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu’nda muhasebecilik ve mali müşavirlik mesleğine ilişkin düzenlenmeler yapılmıştır.
Kanunda söz konusu mesleklere ilişkin unvan kazanımından, yetki ve sorumluluklara, meslek odası yapılanmasından birlik yapılanmasına kadar birçok husus düzenlenmiştir. İlgili kanunun 8/A maddesinde serbest muhasebeci mali müşavirlere rapor düzenlettirme yetkisi ve sorumluluk ile 12’nci maddesinde ise tasdik ve tasdikten doğan sorumluluğa ilişkin hükümler yer almaktadır.
3568 sayılı Kanun’a göre yetki almış serbest muhasebeci mali müşavirler, Katma Değer Vergisi Kanunu kapsamında yapılacak iadeye dayanak teşkil edecek rapor düzenlemeye yetkili kılınmış ve iadeye ilişkin düzenledikleri raporların doğru olmasından sorumlu tutulmuştur. Kanun koyucu, düzenlenen raporun doğru olmaması halinde, rapor kapsamı ile sınırlı olmak üzere, ziyaa uğratılan vergilerden ve kesilecek cezalardan mükellefle birlikte serbest muhasebeci mali müşavirleri de müştereken ve müteselsilen sorumlu tutmuştur.
Yeminli mali müşavirler ise gerçek ve tüzelkişilerin veya bunların teşebbüs ve işletmelerinin mali tablolarının ve beyannamelerinin mevzuat hükümleri ve muhasebe prensipleri ile muhasebe standartlarına uygunluğunu ve hesapların denetim standartlarına göre incelediğini tasdik etmeye yetkili kılınmış ve yaptıkları tasdikin doğruluğundan sorumlu tutulmuştur. Kanun koyucu, yapılan tasdikin doğru olmaması halinde, tasdikin kapsamı ile sınırlı olmak üzere, ziyaa uğratılan vergilerden ve kesilecek cezalardan mükellefle birlikte yeminli mali müşavirleri de müştereken ve müteselsilen sorumlu tutmuştur.
SMM ve YMM’lerin Vergisel Sorumluluklarının Hukuki Niteliği
3568 sayılı Kanun ve 213 sayılı Kanun incelendiğinde; serbest SMM’lerin; işletmecilik, muhasebe, finans ve mali mevzuata ilişkin konularda, Belgelerine Dayanarak inceleme, tahlil, denetim; mali tablo ve beyannamelerle ilgili konularda yazılı görüş verme, rapor ve benzerlerini hazırlayabilme konularında yetkili oldukları anlaşılmaktadır. YMM’lerin ise ayrıca tasdik yetkisi de bulunmaktadır.
Bir ara sonuç olarak belirtmek gerekir ki; SMM'ler ancak şekli incelemeler veya çalışmalar yapmak ile sorumludurlar. Diğer bir ifade ile SMM'lerin “mükellefi fiilleri bakımdan denetleme ve vergilerin doğruluğunu araştırma” gibi bir görevleri bulunmamaktadır.
SMM’lerin sorumlulukları şekli sorumluluktur. Başka bir ifade ile “üçüncü kişi ödevli” sıfatını haiz olarak ancak vergi yükümlüsünün şekli ödevlerini mevzuata uygun bir şeklide yerine getirmemesinden dolayı sorumlu tutulabilmektedir. SMM’ler vergisel denetim yapma hak ve yükümlülüğüne sahip değildir. SMM’ler mükellefler tarafından kendilerine ibraz edilen belgelerin, muhasebe kurallarına uygun olarak, kanuni defterlere kaydedilmesinden ve mali tablolara aktarılmasından sorumludurlar.
3568 sayılı Kanun ve 213 sayılı Kanun birlikte incelendiğinde YMM’lerin vergisel sorumluluğunda, tasdik edilen işlemlere göre farklı yorumların yapılabileceği görülmektedir.
Vergi Hukuku hakkında "İhaleden Doğan Damga Vergisinin Ödenmemesi" ve benzeri konulardaki içeriklere ulaşmak ve Vergi Hukuku Avukatı ile online görüşme ayarlamak için aşağıdaki linke tıklayabilirsiniz!
Comments